Skip to main content
Fonksiyonel Tıp

Kanserden Korunmanın Yolları

Elimizdeki veriler ne yazık ki kanserin görülme oranının tüm dünyada arttığını gösteriyor. Dünyada her yıl yaklaşık 20 milyon, Türkiye’de de 210 bin kişiye kanser tanısı konuyor. 2040’a kadar bu sayının yılda yaklaşık 30 milyon yeni kanser vakasına ve kanserden 16 milyon ölüme ulaşması bekleniyor. Üstelik kanser en sık görülen ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alıyor.

Bununla birlikte bilimsel yeni tedavilerle ilgili çalışmalar artıyor; kanser ilacının direkt tümöre enjekte edilmesi, kanda dolaşan tümör DNA’sının tespiti, bağışıklık sistemindeki T hücresinin genetiğinin değiştirilerek kanserli hücreye savaş açması, imunoterpi, yeni moleküller, radyoterapide nokta atışı yöntemi ve hatta kanser aşısı… Bunlar hızla ilerlerken, korunma yolları da daha önemli hale geliyor.

The Lancet dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, dünyada kanser ölümlerinin yüzde 44.4’ünde önlenebilir dış faktörler etkili. Bu faktörlerde sigara, alkol tüketimi ve obezite önde geliyor. Uluslararası bir araştırma ekibinin 2019’da 23 farklı kanser türünden hayatını kaybeden yaklaşık 10 milyon insana ait veriler üzerinde yaptığı bu araştırma, eğer bu etkenlerden uzak durursak kansere yakalanma ihtimalinin düştüğünü gösteriyor. En önde gelen korunma yolları:

Sigaradan uzak durmak

Çalışmalar akciğer, yumurtalık kanserleri, bazı lösemi türleri, ağız, gırtlak, yemek borusu, burun ve sinüsler, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, mesane, rahim ve bağırsak kanserlerinin doğrudan sigara kullanımı ile ilişkisini ortaya koyuyor. Sigara içerisinde binlerce zararlı kimyasal bulunuyor. Bu kimyasallar DNA’ya zarar vererek önemli genlerde değişikliğe neden oluyor. Kanser hücreleri vücutta gelişerek hızla ve kontrol dışı çoğalarak kansere neden oluyor.

Beslenmeyi ve bağırsak sağlığını optimize etmek 

Bağırsak, bağışıklık sisteminde ayrılmaz bir rol oynar ve bu nedenle bağırsak mikrobiyomu çok önemlidir. Sindirim ve boşaltım sisteminin sağlığı, vücudumuzdaki hemen tüm sistemlerle bağlantılıdır ve tedavi bağırsak sağlığı ile başlar.

Örneğin, alkalize edici maddelerin tümörlerin büyümesini yavaşlattığı gösterilmiştir. Yeşil sebzelerdeki Klorofil alkalileşmeyi destekler ve en iyi bilinen Akdeniz tipi beslenme ile meyve ve sebze tüketimini artırmanın kanser riskini azaltmaya ve genel sağlığı iyileştirmeye yardımcı olabileceğini biliyoruz.

Çinko ve selenyum gibi bazı mineraller de bağışıklık sistemini destekleyebilir ve daha iyi bağırsak sağlığı sağlayabilir. Beslenmede yaptığımız değişikliklerle, açlık sürelerini uzatarak vücuttaki enflamasyonu azaltmak, kanser hücresi ölümünü teşvik etmek ve kanserin yayılmasını önlemek gibi çeşitli etkileri olması, elimizdeki en doğal ve etkili korunma yöntemlerinin başındadır. Birçok kanser türü için bir genel olarak bakıldığında,  riski yaklaşık yüzde 30 oranında azaltabiliyoruz. Şeker içermeyen (sebze ve meyvelerin doğal şekerini uygun düzeyde tutarak) bir beslenme şekli, tüm hastalıklar için birinci sırada yer alabilecek bir önlemdir.

Beslenmeyle ilgili değişikliklerin yanına birkaç önemli uygulamayı ekleyebiliriz; Sebze ve meyveleri iyi yıkamak, yağlı ve kızartma yiyeceklerden uzak durmak, işlenmiş gıdaları tamamen uzaklaştırmak, alkolü minimum düzeye indirmek, yiyecekleri mevsiminde tüketmek, mikrodalga ve diğer pişirme kaplarını kontrol etmek, eskimiş tava vb kullanmamak, plastik yerine cam ve ahşap kullanmak 

Obeziteye karşı önlem almak

Kilo kontrolü, sık ve yüksek kilo değşikliği olmaması önemli bir sağlık göstergesidir. Araştırmalar fazla kilo ve obezitenin kanseri tetiklediğini gösteriyor. Araştırmalara göre, obezite ve fiziksel aktivite yetersizliği, yüzde 20-30 oranında özellikle meme, kolon ve yemek borusu, karaciğer ve rahim kanseri riskini de artırıyor.

Toksin yükünü azaltmak 

Günümüzde yaklaşık 80 bin kadar kimyasal madde ile yaşıyoruz, her yıl bunlara 2000 civarında yenisi ekleniyor, kanser yapıcı olarak açıklanan maddeler de bunların içinde yer alıyor. Başta hormonal bozukluklar ve enflamasyon olmak üzere, kanserleşmeye zemin hazırlayan pek çok bozukluğa sebep oluyor. Farkında olarak veya olmayarak, sürekli olarak havada, içtiğimiz suda ve tükettiğimiz yiyeceklerde zehirli kimyasallara maruz kalıyoruz. Bu yüzden maruziyetimizi ve vücuttaki farklı toksinlerin seviyesini belirlemek çok önemlidir. Bu yükü azaltmanın ve temizlemenin yolları vardır ve bu bilinç, hem kendimize hem de çevremize önemli bir katkıdır.

Hareketli yaşam tarzı benimsemek

Hepimiz biliyoruz ki, egzersiz kanser, diyabet, tansiyon, kalp hastalıkları gibi hastalıkların görülme riskini azaltıyor. Düzenli ve doğru uygulanan egzersizler; metabolizmayı olumlu etkiliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, fazla kilolardan kurtulmamıza destek oluyor ve stresi azaltıyor. Yapılan çalışmalar, haftada 5 gün 30’ar dakika tempolu yürüyüşün meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat kanserlerinde riski yüzde 35 oranında azaltılabildiğini gösteriyor.

Hareketi arttırmak için yaratıcı, istekli ve bilinçli olmak gerekiyor. Bahçe, ev işleri, yürüyüş, yüzme, bisiklet, merdiven kullanmak, yoga, temel egzersiz hareketlerini günlük yaşam içinde kullanmak; kilo, sağlıklı zihin, iyi bir metabolizma, damar sağlığı, sonunda daha az kanser riskiyle, önemli bir koruyucu ve iyileştirici yaşam şeklidir.

Stresle iyi başa çıkmak

Birçok kanser türü, bağırsak hastalıkları, tansiyon, diyabet ve kalp hastalıklarının strese bağlı olduğu bilimsel olarak da kanıtlamış durumdadır. Patofizyolojik bir fenomen olarak stres çok önemlidir ve hiç şüphesiz sağlığı çözmede en etkilidir.

Stresi, stres algısını ve strese verilen cevabı iyileştirmenin sayısız yolu var ve bu doğrudan hücrelerin kanserleşmesine veya tümör gelişimine giden bir yoldur. Bilimsel çalışmaların getirdiği noktada stres, bazı açılardan kansere neden olan bir ajan olarak kabul edilebilir. Bu yüzden bu kadar önemli olmasının bir nedeni de budur. Diğer bir neden ise, insanlar çok fazla stres altındayken veya bir tür sinsi, kronik stres altındayken ve iyi bir stres yönetimine sahip olmadıklarından, yukarıda bahsettiğimiz değişiklikleri yapamazlar ve bunu herhangi bir süre devam ettiremezler. Bu yüzden belki de, tüm sağlığımızı ve sağlıklı yaşam süremizi etkileyen en önemli madde bu.

Kanserden ve diğer hastalıklardan korunmak için stresle mücadeleyi ve stresi biraz daha hafif yaşamayı öğrenmek önemli. Fiziksel aktivite, egzersiz, meditasyon, mindfullness, yoga, sağlıklı ilişkiler, dostluklar, hayvanseverlik, doğayla daha fazla vakit geçirme, travma sonrası terapiler, müzik terapisi gibi yöntemlerden faydalanılarak stres azaltılabilir.

Elektronik cihazlardan uzaklaşmak

Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı, 14 ülkeden 31 bilim insanının katıldığı kapsamlı araştırmaya göre cep telefonu beyin kanseri riskini artırıyor. Cep telefonunu oda dışında tutarak uyumak, kulaklık kullanmak, telefon kullanımını azaltmak, hızla hayata geçirilebilecek ve önemli etkili koruyucu önlemlerdir.

Kaliteli, düzenli, 8-9 saat arası uyku uyumak

11:00-16:00 saatleri arasında güneşe çıkmamak, kış güneşine de dikkat etmek 

Enfeksiyonlara karşı önlem almak 

Tarama programlarını aksatmamak

Oggusto

Leave a Reply